Okulumuzda yürüttüğümüz İrfan Sofrası projesinin, oku-yorum ayağında kasım ayı kitabımız olan Tatar Çölü adlı kitabımızın tahlilini gerçekleştirdik. İtalyan edebiyatının köşe taşlarından Dino Buzzati'nin başyapıtı olan Tatar Çölünde; ilk görev yeri olan, sınır bölgesindeki Bastiani Kalesine tayin edilen genç teğmen Giovanni Drogo'nun hikayesine tanıklık ettik. Kaleyi görür görmez geri dönmeye karar veren genç teğmenin, zamanla Bastiani Kalesi'ne ve Tatar Çölüne bağlanışı ve sıradanlık pençesine düşüp, alışkanlıkların girdabında akıp giden zamana yenik düşmesini gözlemledik. Kuzeyin ıssız düzlüğünden gelmesi muhtemel düşmanı, gece gündüz bekleyiş, hayallerde büyütülmüş zafer tutkusu, boşluk ve askerlik hayatının monotonluğu içinde, yaşam boyunca beklenen "an"ın bir türlü gelmeyişi ve yaşanmadan yaşlanan hayatlar... Drogo'nun hikayesinde sürekli eşikte sürdürülen bir hayat metaforunu, insanın özgür iradesiyle kendi hapishanesini yaratabileceğini, yalnızlık ve umutla bekleyiş hissinin yoğun ve gerçekçi bir şekilde anlatımını gördük. Dino Buzzati, eseri; duygu yoğunluğu yüksek bir deneme, şiir tadında kaleme almış. Tüm hikaye, kendi Bastiani kalelerimizde sıkışıp kalmak veya gitmek kararını vermek arasındaki seçimleri ve bir taraftan da yazgıdan kaçılamayacağı gerçeğini düşündürüyor insana... Edebiyatta Beckett, Camus ve Kafka'nın başlattığı varoluşsal sorgulamaya, karmaşık bir boyut katan, zengin bir anlatı Tatar Çölü...